Kaç Kişiyiz

3 Eylül 2011 Cumartesi

Boşanma

Hukuk yönünden boşanma, evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Ancak ruhsal açıdan, ailenin bölünmesine ya da tümden dağılmasına yol açan ve bütün aile üyelerini sarsan karmaşık bir olaydır. Boşanmaların büyük bir çoğunluğunun, evliliğin ilk yıllarında olduğu düşünülürse, aile birliğinin bozulmasından en çok zarar görenlerin çocuklar olduğu ortadadır. Gerçekten kişiliğin geliştiği bu ilk yıllarda çocuk için en önemli şey, anne-babalı bir yuvada, sevilerek ve güven duyarak yetişmektir. Ne yazık ki çağımızda boşanma oranı hızla yükseliyor.

Aslında, günümüzde boşanmaların yaygınlaşması, insanların evliliğe daha az istekli olmasmdan değil, mutlu bir evlilik kurma isteğinin giderek artmasından kaynaklanmaktadır.
Hızlanan toplumsal değişmeler, farklı sosyo-ekonomik kesimlerden ve değer yargı sistemlerinden gelen kişiler arasındaki evliliklerin sayısını arttırmıştır. Farklı kesimlerden gelen kişilerin evlilikleri sarsıntılar karşısında daha kolay yıkılır.
Kadının toplum içindeki yerinin değişmesi de bazı toplum kesimlerinde boşanma sayısının artmasında önemli bir etmendir.

Eşlerin kişisel psikolojik güçlükleri evliliklerin bozulmasında en önemli etmenlerden biridir. Böylesi durumlar genellikle eşlerin evliliğe ilişkin bilinçli ve bilinç-dışı beklentileri arasındaki farklılık ve uyuşmazlıktan kaynaklanır. Günümüzde evliliklerin bozulmasına karşı, toplumun geliştirdiği tutum geçmişe oranla, çok daha esnektir.

Kubie'ye göre, insanların ortalama yaşam sürelerinin uzamış olması da, boşanma oranının artmasına neden olmaktadır.. Toffler de 1930 yılında evlenmiş olan eşlerin birlikte geçirdikleri sürenin otuz yıl olmasına karşılık, bu sürenin günümüzde elli yıla çıktığından söz etmektedir.

Boşanma karan, genellikle aylar ya da yıllar süren bir gelişim sürecinden geçerse de, çoğu kez ani bir patlama görünümünde ortaya çıkar. Evlilik ne denli mutsuz olursa olsun yine de boşanma karan insanlan korkutan bir olaydır.

Kararı güçleştiren bir diğer etmen de durumun çocuklara nasıl açıklanacağı konusudur. Karan ve nedenlerini gizlemeye çalışmak ya da üstü kapalı bir şekilde açıklamak, çocukta belirsizlik ve güvensizlik yaratır. Bu nedenle, çocuğun konuyu açıkça soruşturabilmesine olanak sağlayacak bir ortam yaratmak gerekir. Soracağı her sorunun yanıtlanacağını bilmek çocuğun kaygılanın azaltır. Anne-babanın duygulanın özgürce yaşayabilmesi, çocuğun da kendi duygulanm yaşayabilmesini öğrenmesine yardımcı olur.

Sorunlu bir evliliğin sürdürülmesinin mi ya da boşanmamn mı çocuk üzerinde daha büyük bir zorlanma yaratacağı konusunda bir genelleme yapmak oldukça güçtür. Öyle evlilikler vardır ki boşanma ile sonlandığında çocuk da rahatlar.

Bazı eşlerin nevrotik bağları o denli güçlüdür ki, çekişmelerini boşandıktan sonra ve hatta yeniden evlenseler de sürdürürler. Bu gibi çatışma durumlarında, çocuklar da piyon gibi kullanılabilir.
1962'de yapılan bir araştırmada, "Çiftler anlaşamasalar bile, eğer çocuk varsa anne-baba beraber olmalıdır." düşüncesi hakimdi. 1985'de aynı gruba aym soru sorulduğunda % 82'sinin aynı fikirde olmadığı ortaya çıktı.

Bugünkü baskın görüş, mutsuz evliliğin ne çiftlere ne de çocuklara yararlı olacağı yönündedir. Bu görüşe göre, mutsuz anne-baba yerine, mutlu anne veya babamn yamnda çocuk daha sağlıklı yetişir. Boşanma sonucu kendisini daha mutlu bir ortam içinde bulan anne veya babamn yanındaki çocuğunun da, anne ya da babası gibi daha mutlu olduğu gözlenmektedir. Çocuğun hem anneyle hem de babayla etkileşime gereksinimi vardır. Bu etkileşim olumlu ve sağlıklı olursa yararlıdır.

Eş ile olan tartışma ya da anlaşmazlık konusu çocuktan saklanabilir, ama çocuk bu durumun beraberinde getirdiği gerginliklerden korunamaz. Aile, çocukların tatsızlıklardan habersiz olduğunu umut eder. Oysa tartışma sonrası konuşmalar çoğu kez soğuk ve sert olduğundan, çocuk tartışmanın yoğunluğu ve derinliği hakkında düşünce sahibi olur.

2 yorum:

  1. Üzerinde araştırmalar yaptığımız bir konu. http://www.aile.gov.tr sitesinde aile bakanlı

    YanıtlaSil
  2. Boşanmaların çocuklar üzerindeki etkisi ve boşanma oranlarının azalması ile ilgili olarak aile bakanlığı ile beraber düzenlediğimiz evlilik akademisi çalışmalarımız vardı. aile terapisti ve psikodestek çocuk sitemizde konunun iki taraflı anlatımı da mevcut.

    YanıtlaSil